İstediğin kadar oyun oyna
  En korkunç
 

canavar kız çocuğu

bir zamanlar olağan üstü bişey olmuştu. okuduğunuzda inanamayacaksınız.başlıyorum.2 sene öncesine kadar hiç bişey olmamıştı saat 12:25di.ne olduysa bi ses geldi.ardından telefon çaldı ve siz bittiniz.sizi öldüreceğim,dedi.biz cok korktuk ve hemen uyumaya başladıko kadar korkuyorduk ki elimiz ayağımız titriyordu.sabah oldu.biz okula gittik.okula daha hiç kimse gelmemişdi.ama tam saatiydi.sonra ben ve arkadaşım sınıfa girdik.(bu hikayeyi dediğim arkadaşımla yazıyorum)diğer sınıflarda hiç kimse yoktu.biz şaşırdık.korkmaya başladık.tekrar o ses geldi ve yine aynı sözü dedi.biz okuldan hemen ayrıldık.cok ama cok korkuyorduk.eve geldik.soluklandık.nerdeyse akşam oluyordu.televizyonu açtık.ayyyyyyyy ne görelim aynı ses ve bir kız cocuğu yüzü iğrenç bir şekil almış ki yaşlı gibi dememe gerek yok yaşlılığıda geçmiş.bizim üstümüze geliyordu.o kız bi kuyudan çıktı.tırnakları yoktu.neden derseniz kuyudan çıkarken tırnakları kırılmıştı.neyse tam üstümüze gelirken biz elinden kaçtık ve o da kuyuya geri döndü.asla o eve giremedik.sonra birden uyandık. meyersem rüyaymış ama cok korkmuştuk.bu neden olabilir ki diye düşündük.ve sonucu bulduk.HALKA diye bir film izlemiştik.etkisinde kaldığımız için oldu.ayyyyyy cook korkmuştuk.iyi bi ders aldık. bi daha korku filmi izlemedim çünkü cok etkisinde kaldık.bir daha korku flim falan yok

MEZARDAN UZANAN EL - 1

Serdar on iki yaşındaydı. Bir yıl vardı ki, mahalle arkadaşlarıyla şehir dışındaki top sahasında maç yapmaya gidiyorlardı. Birkaç günde bir öğleden sonra maç yapmaya giderken ağaçlıktan dolanıp top sahasına varıyorlardı. Aslında kestirmeden gitmek vardı ya o zaman da mezarlıktan geçmek gerekiyordu. Bu işe de pek istekli olan yoktu. Bazen maç uzuyor, karanlığa kalıyorlardı. Çocuklar evlerine geç kalmamak için, böyle durumlarda mezarlıktan geçiverelim diye maç bitiminde atıp tutuyorlardı ama mezarlık kapısına gelindiğinde sesler kesiliyordu.

Bir iki derken bu durum bir akşamüstü yine karanlığa kalınmıştı. Maç çok uzamış ve epey geç olmuştu. Dönüşü yok mutlaka mezarlıktan geçiyoruz diyenler yine mezarlık kapısına gelindiğinde susmuştu. Serdar duruma el koymak ihtiyacını hissetmişti. “ Arkadaşlar, arkamda tek sıra olun. Ben sizi mezarlıktan geçiririm “ dedi ve arkadaşlarının arkasında tek sıra olmasını sağladı. Hafif ay ışığı vardı ve kesme taşlardan yapılmış mezarlık içindeki dar yolu aydınlatıyordu. Etraf zifiri karanlıktı. Çocuklar sessizce Serdar’ın peşi sıra ilerlediler. Yolun yarısına gelinmişti ki yan taraftaki mezarlıktan bir el uzandı. “ Tut elimi, benim elimi tut “ diyordu derinden gelen bir ses. Serdar irkildi. Yüreği ağzına gelecekmiş gibi oldu. Çok korktu. Arkasına baktı. Kimse yoktu. Hani arkadaşları neredeydi? Gerisin geriye dönüp kaçmaya başladı. Hızla mezarlıktan çıktı. Hedefi top sahasıydı. Oraya ulaşmak istiyordu. İki kere arkasına da bakmıştı. Gördükleri tarifi imkansız şeylerdi. Peşinde ölüler vardı.

Serdar top sahasına vardığında bugünkü maçta gol attığı kalenin içine yattı. Arkasında kalenin filesi vardı. Uzanıp tutmaya çalışan olursa fark ederdi. Tehlike gelse gelse önden gelirdi. Böyle bir şey olursa o zamanda ona göre davranırdı. Serdar kalenin içine girdiği andan itibaren peşindekilerin kaybolduğunu anladı. Yine de her an tetikteydi. Gözleri dört bir yana fır dönüyordu. Serdar o gece sabaha kadar uyanık bekledi. Güneşin doğuşunu görmek kimseyi Serdar kadar sevindiremezdi. Derin bir oh çekti ve gerisin geri dönüp mezarlıktan geçerek evine vardı. O el uzanan mezar sessizliğin sesini dinliyordu. Bir hareket yoktu.

 
  Bugün 9 ziyaretçi (35 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol